Durum Hikayesi
Yine her gün olduğu gibi otobüsteyim. Okula doğru yol aldım. Her gün bindiğim, camlarından dışarıya bakıp
düşüncelere daldığım, bazen bunaltan bazen de eğlenceli gelen otobüs yolculuğum başladı. Yolculuk gidiş ve
dönüş olarak toplam 2 saat sürüyor tabii bir de otobüsü bekleme süresi de var onu şimdilik saymayalım buna
daha koskoca 4 sene daha dayanmam gerekiyor. Ama olsun, bu yolculuk o kadar da sıkıcı değil ya da bilmiyo-
rum kendimi avutuyor da olabilirim.
Otobüs hafif sarsılarak ilerlerken gözlerimi dışarıya diktim. Kaldırımda yürüyen insanlar, aceleyle otobüse yetiş-
meye çalışanlar, elinde simit tutan adam, belki de şu anda birçok öğrencinin nefret ettiği okul, onun hayali olan
karton toplayan çocuk… Herkesin bir yerlere yetişmeye çalıştığı bir sabah daha. Az önce bir çocuk otobüse ye-
tişmek için için yaklaşık 30 saniye kadar koştu, ancak nafile. Çocuk otobüse yetişemedi, bir sonraki dutağa ka-
dar koştu ve durdu. Zaman zaman ben de o çocuk gibi otobüse yetişmeye çalışıyorum bazen yetişiyorum ba- zen de yetişemiyorum. Bunları düşünürken yanıma yaşlı bir teyze yaklaştı. Ona yerimi versem mi, vermesem mi diye düşündüm. İçimden,”Ben şimdi bu yaşlı teyzeye yer verirsem 45 dakika daha ayakta kalacağım ama
yer vermezsem teyze, yaşlılığın da vermiş olduğu yorgunlukla yere düşüp başına bir şey gelebilir.” diye geçirir-
ken, yanımdaki çocuk teyzeye yer vermiş bile. O yüzden kulaklığımı takıp yolculuğuma devam ettim.
Müzik dinlerken müziğimin sesini bastıracak bir bebek ağlaması duydum. Bu ses otobüsteki kadının bebeği-
nin sesiydi. Kulaklığın sesini ne kadar artırsam da hiçbir işe yaramadı. Son çare olarak kulaklığımın sesinin ar-
tırabildiğim kadar artırdım ve bebeğin sesine alışmaya çalıştım. Tam alışmıştı ki otobüse dörtlü kız grubu bindi.
Tam da yanıma kadar gelip durdular.Yanımda duran kızlar bağırarak konuşuyor, birbirlerine küfürler ediyorlardı
Bebeğin ağlamasını bastıracak kadar yüksek sesle kahkahalar atıyorlardı. İçimden, ”Sabah sabah benim gö-
züm açılmazken bunlar bu kadar enerjiyi nereden buluyor?” diye geçiriyordum. Neyse ki bir sonraki durakta in-
diler. Bebek sesine gerçekten şükrettim.
Kızlar indikten sonra etrafıma bakındım. Otobüs biraz sakinleşmişti. Tam camdan dışarıya bakacakken birinin
bana seslendiğini duydum:
-Oha, sen de mi buradasın
Sesin geldiği yöne baktım. Sınıf arkadaşım Bekirdi. Yanıma oturdu.”yolculuğun nasıl gidiyor?” diye sordu.
Omuz silktim. “Her zamanki gibi işte, sıkıcı.” dedim.
Bekir gülerek,” Otobüs yolculukları bazen eğlenceli de olabilir. Geçenlerde burada biri bağırarak şarkı söyledi.
Millet ne yapacağını şaşırdı.”
Gülerek kafamı salladım. “Keşke öyle şeyler her zaman olsa, zaman daha hızlı geçerdi.” dedim.
Bekir bir an düşündü, sonra cebinden telefonunu çıkardı. “Baksana, şu haberi gördün mü?” dedi
“SAATLER İLERİ ALINIYOR!”
Şaşkınlıkla telefonu elinden kaptım.”Gerçek mi bu ?” diye sordum heyecanla. Haberi hızla okumaya başladım.
Gerçekten de saatler ileri alınıyordu. Sabah karanlığında okula gitmek zorunda kalmayacaktık.İçimden “Vay be
demek ki düşündüğüm şeyler gerçek olabiliyormuş” dedim. Güneş biraz daha yükselmişti Artık gün aydınlanır-
ken okula gitmenin günü yola koyacağını düşünüyordum.Tüm bunları düşünürken okula yaklaştığımızı gördüm
Bekir’e okula geldik dedim.Bekir tuşa bastı, otobüs şoförü bizi okulun önündeki durakta bıraktı.
***SAYFA DÜZENİ ANLAMADIĞIM BİR NEDENden DOLAYI YÜKLERKEN BOZULUYOR***
ÖMER FARUK TAŞKIRAN 9D 641
Yorumlar
Yorum Gönder